Yuvam Dünya Derneği Bilim Kurulu ve Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri ile birlikte geliştirilen bir projedir. İklim krizinin etkilerinden insanları korumak için farkındalığı ve bilgi düzeyini artırmayı, kanıta dayalı karar verme sürecine destek sağlamayı ve sağlık müdahalelerini hayata geçirmeyi amaçlar. Ulusal sağlık politikasını şekillendirerek, sağlık sistemlerinin karbon ayak izini azaltmaya ve direncini artırmaya katkıda bulunmayı hedefler.
İklim krizi her alanda dünyayı etkilemeye devam ediyor. Küresel çaptaki sağlık kuruluşları, insan kaynaklı iklim krizinin halk sağlığı için büyük bir tehdit olduğunu ilan etti. İklim krizinin sağlık üzerindeki etkilerini şimdiden gözlemlemeye başlamış olsak da, bu istenmeyen ve bazen yıkıcı sağlık etkilerinin önümüzdeki on yıllarda sıklık ve şiddetinin artacağını biliyoruz. Ayrıca, dünyadaki sağlık sistemlerinin bu gelecek projeksiyonları için hazırlıklı olmadığını ve hazırlık sürecinin yavaş ilerlediğini de biliyoruz.
İklim kriziyle mücadelede neslimizin hikayesini değiştirmek için yola çıkan ve toplumun her kesiminde dönüşümü amaçlayan Yuvam Dünya Derneği olarak iklim krizi ve sağlık alanında da yola çıktık. Gezegenimize ve sağlığımıza yönelik bu farkındalık ile, sağlık sistemlerimizde iklim direncini artırmak amacıyla Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri ve sağlık kuruluşları ile işbirliği içinde İklim Kliniği adlı projemizi başlattık. Dünya Sağlık Örgütü'nün İklim Dirençli Sağlık Sistemleri İnşa Etme Operasyonel Çerçevesi’ndeki (WHO, 2015) tanımıyla İklime dayanıklı bir sağlık sistemi, istikrarsız bir iklime rağmen toplum sağlığında sürekli iyileştirmeler sağlamak için iklimle ilgili şokları ve stresi öngörme, bunlara yanıt verme, bunlarla baş etme, iyileşme ve uyum sağlama yeteneğine sahip bir sistemdir.
Biz de İklim Kliniği ile sağlık çalışanlarına lisans ve lisansüstü düzeyde eğitim olanakları sağlayarak iklime dayanıklı bir sağlık sistemi inşa etme ve iklim krizi ile ilgili sağlık sorunlarını yönetme alanlarında gerekli bilgi ve beceriyle donatılmalarına katkı vemeyi hedefliyoruz. Bunu yaparken de Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler, Harvard İklim, Sağlık ve Küresel Çevre Merkezi (Harvard Chan C-CHANGE) gibi iklim krizinin sağlık üzerindeki etkilerini inceleyen ve adaptasyon programları geliştiren Dünyadaki sayılı kuruluşla iletişim içerisinde hareket ediyoruz. İklim Kliniği’nin öncelikli hedef kitlesi olan tıp ve sağlık bilimleri öğrencileri ve sağlık çalışanları ile oluşturulacak etki ağının zamanla tüm topluma yayılacağına inanıyoruz.
Sağlık sektörü dünya ekonomisinin %10'unu oluşturuyor. En büyük küresel işverenlerden biri ve çalışanları dünyanın en güvenilir profesyonelleri arasında.
Sağlık alanı, iklim müzakerelerindeki isteği artırmak için gerçek bir potansiyele sahip. Bunun nedeni yalnızca iklim krizi ve sağlığa etkileri değil aynı zamanda ve belki daha da önemlisi, iyi tasarlanmış azaltım eylemlerinin, özellikle yılda yaklaşık 7 milyon erken ölümden sorumlu olan hava kirliliği seviyelerinin düşürülmesi yoluyla sağlık kazanımlarını en üst düzeye çıkarma potansiyeline sahip olması. Sağlık sektörü küresel karbon emisyonlarına yaklaşık %5 katkıda bulunurken, iş gücü iklim krizinin etkilerinden kaynaklanan artan hastalık yükünü omuzluyor.
Kanadalı doktor Kyle Merrit, 12 Kasım 2021’de, ülkede yaşanan aşırı sıcaklar nedeniyle nefes almada zorluk yaşayan yaşlı bir hastasına tarihte ilk kez "iklim krizi" teşhisi koydu ve hastanın iklim değişikliğinden kaynaklanan bir acı yaşadığını açıkladı.
Peki İklim Kliniği ile iklim krizi gündeminde sağlık önceliklerini nasıl güçlendireceğiz?
İklim Kliniği ile öncelikle sağlık bilimleri öğrencileriyle ortak olmayı ve iklime dayanıklı sağlık sistemleri oluşturmada aktif rol almalarını desteklemeyi amaçlıyoruz. Bu kapsamda 20 Mayıs 2023 tarihinde sağlık bilimleri öğrencileri ile iklim ve sağlık konferansı düzenliyoruz.
Konferans programında iklim değişikliğinin dinamikleri ve sağlık ve sağlık sistemlerini nasıl etkilediği, uluslararası anlaşmalar, ulusal taahhütler, sağlık sistemlerine giriş, küresel sağlık perspektifi, sağlığın sosyal belirleyicileri gibi temel bilgileri içeren oturumlar yer alacak. Ayrıca iklim iletişiminde hekimler için pratik bilgiler, halk sağlığı krizlerinde liderlik, hikâye anlatıcılığı ile iletişim becerileri gibi atölye çalışmaları da yer alacak!